Zamanla Burhan Doğançay'ın kıvrımlarından başka biçimlerle de tanışmaya başladım ve Burhan Doğançay'ı, sanatçı kişiliğini, yapıtlarını daha da araştırdıkça onun beslendiği kaynakların çeşitliliği ve onlardan çıkarttığı anlamları eserlerinde yorumlandırması beni adeta büyüledi. Burhan Doğançay benim için çok büyük bir sanatçı, 20. yüzyılın önemli modern sanatçılarından bir tanesi. Bundandır ki, kendisi ve sanatıyla ilgili yapmaya karar verdiğim bir ödev sayesinde Burhan Doğançay ile çok rastlantısal bir tanışma ve sohbet etme fırsatı yakalamış olmak, hayatımın en unutulmaz tecrübelerinden bir tanesi haline gelmiştir.
Asker ressamlardan Adil Doğançay'ın oğlu olan Burhan Doğançay'ın sanata yönelmesi aslında o kadar da şaşırtıcı değil; çünkü çocukluğu ve gençliği boyunca sanata ilgisi olan Burhan Doğançay'a temel resim tekniklerini öğreten kişi babası Adil Doğançay olmuş; ancak sanatçının sanatsal kimliğinin oluşumunda esas dönüm noktası 1963'de New York'un 36. caddesinde karşısına çıkan bir duvarın zamanın ruhunu yansıtan bir yapıya sahip olması, rastlantısallığı, gelip geçen kentlinin duvarda bıraktığı izler olmuştur. 1963'den bu yana dünyanın pek çok farklı coğrafyasında bulunan sanatçı, farklı ülkelerdeki kent duvarlarını gözlemleyip sanatını buna göre şekillendirmiş ve bu yönde resim serileri oluşturmuştur.
Burhan Doğançay'ın sanatını tek bir boyuta indirgemek olanaksız. Kent duvarlarından yola çıkan ve bu etkiyle eserlerini oluşturan sanatçı, sanatında pek çok farklı tekniğe ve malzemeye başvurarak her bir eserini daha da zenginleşmiş bir yapıda izleyiciye sunuyor.
Sergide oldukça ince bir düşünceyle planlanmış önemli bir nokta var o da, günümüzde İstanbul Modern'in binası olan Liman İşletmeleri Sahası'nda bulunan 4 numaralı Antrepo'da 1987 yılında 1. İstanbul Bienali - o günkü ismiyle 1. İstanbul Çağdaş Sanat Sergileri - düzenleniyor ve bu kapsamda Burhan Doğançay'ın başyapıt olarak kabul edilen 'Muhteşem Çağ', 'Madonna' ve 'Mavi Senfoni' isimli eserleri yanyana sergileniyor. 25 sene sonra da bu üç eser yine bir araya geliyor ve 'Burhan Doğançay: Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı' sergisinde de yanyana karşımıza çıkıyor.
Dünyada pek çok önemli müzede ve özel koleksiyonda eserleri bulunan sanatçının Beyoğlu'nda Doğançay Müzesi adı altında bir müzesi de bulunuyor, sanatçı bu müzede babası Adil Doğançay'ın eserlerini ve kendi eserlerini ziyaretçiyle buluşturuyor.