6 Mayıs 2012 Pazar

Bir Roman Kurgusu ve Bir Müze


   Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'un 'Masumiyet Müzesi' isimli kitabı 2008 yılında piyasaya çıktığında oldukça ses getirdi. Orhan Pamuk'un 'Benim Adım Kırmızı' isimli kitabı epey etkisinde kaldığım bir kitaptı, 'Masumiyet Müzesi'ni de bu beklentiyle alıp okudum ve okurken her bir sayfada, yazarın yaptığı her bir detaylı tasvir gözümde canlandı. Kitabı okurken aklımdan sahneler geçip durdu ve bendeki etkisi 'Benim Adım Kırmızı'dan çok daha büyük oldu, öyle ki kitabın finalinde kendimi çok kaptırmış olduğumdan birkaç damla gözyaşıyla son sayfayı okuyup kitabı sonlandırmıştım.
    2010 yılından bu yana açılmasını beklediğim Masumiyet Müzesi'nin 28 Nisan 2012 günü açılışı gerçekleşti. Henüz görme fırsatım olmadı; ama en yakın zamanda gidip yaşamak istiyorum o atmosferi. Müze fikri beni her zaman heyecanlandırmıştır, hele ki bir roman kurgusundan yola çıkılarak oluşturulmuş bir müze fikri daha da ayrı bir olay bana göre. Bu müzenin kuruluşunu bir hayalin ya da bir kurgunun gerçek hayatta can bulmuş hali olarak yorumluyorum. Kitabın sayfalarında yerlerini bulup, akıp giden sözcükler, olaylar Çukurcuma'daki Brukner Apartmanı'nda yerini buldu. Artık 'Masumiyet Müzesi' sadece insanların  kafasındaki izlenim ya da tortulardan ibaret değil ya da zamanla belli noktaları akıldan çıkacak bir kitap değil. Orhan Pamuk'un Füsun'la Kemal'i, Kemal'in Füsun'a olan o büyük, tutkulu aşkını ele aldığı bu olay kurgusu, kitapla ortaya çıkıp esas yolculuğunu 'müze' ile birlikte tamamladı. Bir kurgunun gerçekle buluşması, kurgudan, hayalden ibaret olan - ya da olduğunu varsaydığımız - bir hikaye, kahramanları gerçekte varolmamış olsalar da şimdi tüm gerçekliğiyle gözler önünde, ziyarete ve deneyimlemeye açık.
    Orhan Pamuk, müze kurma fikrini ve nedenlerini gazeteci Yavuz Harani'ye anlatırken 'Müzelere inanıyorum. Müze severim. Çok giderim.' diyerek konuyu anlatmaya başlıyor ve Masumiyet Müzesi'nin kuruluş serüvenini aslında işin en temel noktasına oturtuyor. Bana göre müzeler oldukça heyecan verici; insanı başka bir atmosfere sürükleyip, insana belli durumları, olayları, izleri yaşatabiliyor ya da hatırlatıyor aynı zamanda da müthiş bir görsellik sunuyor. Bu anlamda Masumiyet Müzesi'nin küratörü ya da kendi deyimiyle kaptanı  Orhan Pamuk'un müze ile ilgili söyledikleri oldukça sempatik ve canayakın bir tavrı yansıtıyor.
   Bir olay örgüsünden yola çıkılarak oluşturulmuş bu müzeyi en kısa zamanda ziyaret etmekte fayda var.  Özellikle kitabı okuyanlar için güzel bir varış noktası olacaktır. Kitabın finali belki de bu müzeyi ziyaretle tam anlamıyla mümkündür. Okurken tam anlamıyla dokunamadığımız nesneler, duyamadığımız sesler, hissedemediğimiz duygular, bu müzeyle birlikte dokunulabilir, duyulabilir, hissedilebilir olacaktır ve kitap da esas amacına o zaman ulaşacaktır. 

Girişi ücretli olan müzeye, 'Masumiyet Müzesi' kitabıyla gidildiğinde ücretsiz giriş sağlanabiliyor.

Pazartesi kapalı olan müze, Salı-Pazar 10.00-18:00; Cuma günleri ise 10:00-21:00 saatlerinde ziyaret edilebiliyor.

Adres: Firuzağa Mahallesi, Çukurcuma Caddesi No: 24
 34425 Çukurcuma/ İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder