Uzun, sıcak bir yazın ardından şu dönem tam da yazdan çıkış ve sonbaharın hızlı temposuna adım atmaya hazırlanma zamanı..
Birbirinden çeşitli sergiler, kültür sanat etkinlikleri için her bir kurum hızlıca çalışmalarını sürdürüyordur eminim, Eylül ile birlikte sergi açılışları bir bir gerçekleşmeye başlayacaktır.
Hepsi için çok heyecanlıyım, yine her zamanki gibi.. Yazı yazma konusunda ilk ilhamı bana hangi sergi ya da kültür etkinliği verirse onunla başlayacağım yazmaya. Henüz ilhamımı beklerken ve sonbaharın gelişini ordan burdan duyduğum, bir yerlerde okuduğum, rastladığım kültür sanat etkinlikleriyle karşılarken geçtiğimiz günlerde izlediğim ve oldukça beğendiğim bir film hakkında yazı yazarak hafif bir geçiş yapmak istiyorum.
İzlediğim filmin ismi, 360. Gerçekten de beni etkileyen bir film oldu. Herkes böyle midir bilmiyorum
ama bende etkilendiğim filmlerin yarattığı hal bambaşka oluyor. Etkileniyorsam fazla bir etki yaşıyorum bünyemde, birkaç gün film üzerinde düşünüyor, gerçekten filmdeki karakterler, olaylar benim hayatımın bir kenarından köşesinden geçmiş gibi hissediyorum.
360, vizyona girişi ses getiren bir film değil, bir anda sinema afiş panosunda beliriverdi. Filmi araştırdığımdaysa 2011 yılına ait bir yapım olduğunu öğrendim, fiİlmin oyuncu kadrosunu gördüğümde kaçırılmaması gereken bir film olduğunu düşündüm.
Tüm karakterlerin birbirlerine bağlı olduğu filmleri çok seviyorum. Filmin ilerleyen akışında bunun ayrımına varmak hoşuma gidiyor. 360 tam da bu bahsettiğim duruma uyuyor, zengin bağlantılar içeren bir film karşımıza çıkıyor.
Her bir şehirde başka bir hikaye var; bu hikaye kahramanlarının hangi şehirlerde, ne tür bağlantılarla yollarının kesişeceğini tüm film heyecanla bekledim ne zaman ki büyün bağlantılar bir bir yolunu buldu, tüm kesişmeler gerçekleşti bu sefer de heyecanla filmin sonunu merak etmeye başladım. Hiç bitmesini istemeden sonunun gelmesini istedim ve en nihayetinde değişik bir ruh haliyle tamamladım filmi.
Bazı anlarda Woody Allen filmi izler gibi hissettim kendimi, bana o tadı verdi. Bazı sahnelerin naifliği, gerçekten uzakmış gibi duran; ama aslında bir o kadar da gerçeğe yakın olan Woody Allen filmlerinin sahnelerini, konusunu, karakterlerini fazlasıyla hatırlattı. Bilmiyorum belki de film başlamadan önce gelecek filmler bölümünde fragmanını izlediğim Woody Allen'ın yeni filmi 'To Rome With Love' etkisiyle ve aklımda kalan tortularla bu hislere kapıldım. Kısacası 360 güzel, bağlayıcı, merak uyandırıcı ve keyifle izlenesi bir film ve fazlasıyla da gerçek...
Filmin künyesini paylaşmak yerine afişini paylaşmanın daha etkili olacağını düşündüm; zira tüm oyuncu kadrosu afişte yazıyor ve bu da filmle ilgili ilk izlenimi oldukça etkileyici kılıyor.
Eylülün gelişine ben de bu yüzden çocuklar gibi seviniyorum. Sergiler, filmler, konserler...Yazın uyuşuk günleri geride kalıyor sanki.
YanıtlaSilFilmi merak ettim, en kısa zamanda izleyeceğim.
Sevgiler.